Chicago Semineri Eylül 2011
Öğrenci hazır olduğunda (yani kabını/zihnini boşalttığında), (o kabı dolduracak) öğretmen ortaya çıkar.Kung-Fu Deyişi
Karşında bir kaplan varsa, kaç dişi olduğunun ya da sizin kaç kişi olduğunuzun önemi yoktur. Anonim
Varsayımlar üzerine yaşayan kişi sadece kendi zihnini ve yüreğini zehirlemekle kalmaz, içinde yaşadığı dünyayı da çekilmez kılar.Kwok Chung Sien
Hem samimiyetsiz, hem oyuncu, hem de savaşçı olamazsın!Kwok Chung Sien
Savaşçı, sürekli farkındalık içinde yaşayan, sıradan bir insandır.Murat Kaplan
Birine eğri bakınca o kişi eğrilmez; bil ki senin işin doğru gitmez.Rumi
Cehalet, kendimiz gibi olmayanlar ortadan kalktığında, kendimizi daha doğru ifade edebileceğimizi sanmamızdır.Murat Kaplan - Hatırla ve Unut Kitabından
Varsayımlar üzerine yaşamayı bırakın ki mutlu olasınız.Murat Kaplan
Olumsuz bir zihin asla (kişiye) olumlu bir hayat sunamaz.Anonim
Şüpheli zihinler kendi şeytanlarını çağırırlar.Anonim
Savaş sanatları zayıf karakterleri içinde barındırmazlar! Er ya da geç bir sebep çıkar ve kişi kendini o soylu bünyenin dışında bulur.Anonim
Bir Wing-Chun uygulayıcısı ne kadar çok kaba güç ve sertlik kullanıyorsa, sergilenen sanat da o kadar aslından uzaktır.Murat Kaplan
Eğitime ilk başlayan değil, sabır, sadakat, beceri ve süreklilik ile başarıyı elde eden kişi sıralamada önce gelir.Wing-Chun Deyişi
Bir savaş sanatında ustalığa erişen kişinin bu ustalığı, onun tüm hareketlerine yansır. Savaş Sanatları Deyişi
Sanat onu uygulayan kişi kadar iyidir. Savaş Sanatları Deyişi
Kendini ve rakibini tanı, böylece daima galip gelirsin.Wing-Chun Deyişi
Vurmak için fazla hevesli olma. Vurmaya da korkma. Kim darbe almaktan korkarsa sonunda darbe alacaktır unutma.Wing-Chun Deyişi

Evde Kal Türkiyem

Sevgili dostlar, hepinizin sağlık ve huzur içinde olması dileklerimle bir konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. 
Toplumsal kaygıların tetiklendiği dönemlerde bir grup 'tamamen iyi niyetle ama farkında olmadan olumsuz tetikleyicileri harekete geçirir türden paylaşımlar yapıyor'.
Bir grup ise ‘oldukça bilinçli ve planlı şekilde’ asıl gayelerine, yani topluma belli dolaylı düşüncelerle zarar vermek niyetiyle olumsuz paylaşımlar yapıyorlar.
İkinci gruba ne desek boş, çünkü onlar tüm güzel ve samimi uyarılara rağmen korkularına - ve dolayısıyla da öfkelerine ve hatta nefretlerine - yenik düşmeye, bu sayede varlık sebeplerine hizmet etmeye devam ediyorlar.
Benim niyetim ilk grupta, bilmeden kötü niyetli planlara alet olan samimi ve dikkatsiz gruba dostça ve profesyonelce bir hatırlatmada bulunmak.
Olumsuz haber, bilgi ya da düşünceleri paylaşan kişilerin bir kısmı aslen ‘bu olumsuzluklar bize ve sevdiklerimize de zarar verebilir kaygısıyla’ hareket ediyorlar.
Araştırmalar gösteriyor ki ‘kaygı ve korkuları yüksek kişiler, tepkisel ve şüpheci davranışlar geliştiriyorlar’.
Bir başka çalışma ise ‘yüksek kaygının dünya ve kişisel algıyı olumsuz etkilediğini, bu nedenle de yargı ve yorumların sağlıksız olduğunu’ ifade ediyor.
Sıklıkla konferanslarda bahsettiğim ünlü Wiseman deneyleri ise ‘gergin, kaygılı ve huzursuz zihinlerin hemen yanıbaşlarındaki çözümleri ve iyilikleri göremedikleri’ hatırlatılıyor.
Kaygının davranışlara yansıyan sağlıksız etkilerine dair çokça bilimsel çalışma var. Bunların ortak noktalarından birisi de basitçe şu:
‘Kaygılı zihinler sağlıksız tepkilere neden olur.’
Şimdi yazımızın başındaki konuya geri dönelim:
Hemen hepsi başkalarının sosyal medya ya da çeşitli sohbet gruplarında paylaştıkları ve teyiti çoğunlukla mümkün olmayan olumsuz haber, bilgi ve düşünceleri paylaştığımızda ‘mevcut kaygılara merhem olmuyor, aksine o yaralara tuz basıyor olabiliriz’.
Diyelim ki haber doğru.
Diyelim ki kaynak net ve bilgi teyitli.
Bu durumda bile yapacağımız paylaşım insanları kaygı ve korkuya sevk edecek, neticede onlarda huzur değil öfke sebebi olacak.

Öfkeli insanın sağlıksız kararlar verdiğini hepimiz bilir ve yeri geldiğinde hatırlatırız da.

Öyle değil mi?

Öyleyse, (doğruluklarından %100 emin olsanız bile) sürekli olumsuzlukları paylaşarak, sadece insanlardaki kaygı ve korku oranına, yani kitlesel huzursuzluk ve sağlıksızlığa katkıda bulunmuş olursunuz.
Evet ‘sağlıksızlığa’ yazdım, çünkü sinir-bilimcilerin ispat ettikleri ve çoğu iletişim seminer ve eğitiminde anlattığımız gibi ‘olumsuz sözcüklerle iletişim eğilimi, beynin dünya ve kişisel algısı ve iletişimden sorumlu olan paryetal (yan) lobunda fiziksel hasara neden olmaktadır’.
Bir virüs salgını nedeniyle tüm hayatımızın yeniden tasarlandığı bu dönemde en çok ihtiyacımız olan şeylerden birisi ‘GÜÇLÜ BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİDİR’.
İşte bahsi geçen türden olumsuzlukları paylaşanlar, farkında olmadan kitlesel bir hataya düşerek o paylaşımlara maruz kalan kişileri kaygı ve korkuya sevk ediyor, dolayısıyla da bağışıklık sistemlerine zarar veriyorlar.
Konuya dair Virginya ve Kaliforniya Üniversiteleri bilim insanlarına ait çalışmalar var.
Lütfen dostlar, bu tür zor diye tanımlanan günlerde bütüne katkımızı olumlu duygu, düşünce ve paylaşımlarla artıralım.
Evde kalın, sağlıkla kalın. 
Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan